24 Aralık 2012 Pazartesi

Yeni yila hazirim

Yeni yil geliyor, hazirliklar basladi, bir heyecan var nedenini hala cozemedim, taa eskilerden kalma... Sanki cok heyecanla okudugum kitabin, devam baskisi cikacakmis da onu bekliyormusum gibi... Gecmisini bildigim, dersler aldigim - ya da alamadigim-, ama gelecegine de umutla ve merakla baktigim...
Bir iki dilek var aklimda, tutmayi dusundugum :)), bu gece hepsini bir toparlayip gonderecegim evrene, ya tutarsa gelenegiyle...
Ama diliyorum ki, hepimizin, yilbasi agaci gibi suslu ve nese veren, yilbasi sofrasi gibi zengin ve keyifli bir yeni yili daha olsun...
Kalin sevgiyle ve saglikla...









Notlar:
- 5 sene once, esim beyaz cam agacini ilk sectiginde olur mu canim demistim ama kendisi 'en begendiklerim' arasinda yerini aldi.
- Sicak sarap yaptim, iste icindekiler ve yapilisi:
1 adet portakal
5 adet tarcin kabugu
10 adet karanfil
1 tatli kasigi zencefil tozu ( dilerseniz kuru zencefil de koyabilirsiniz)
1 adet lime ( ben buzlukta mutlaka bulunduruyorum kendilerini)
1 adet elma
1 adet muskat (rendelenmis)
5 adet kakule (kabuklari cikarilmis)
2 kasik bal
2 kasik esmer seker (cok tatli seviyorsaniz daha da ekleyebilirsiniz tabii)
2 adet gayet ucuz kirmizi sarap
Dilediginiz kadar votka *aldigi kadar demiyorum :))
Votka haric tum malzemeleri bir tencerede karistiriyorsunuz ve cok kisik ateste (kaynamamasi gerekiyor) arada sirada karistirarak isitiyorsunuz. Icmeden once de votkayi ekleyip, biraz da bu sekilde  isitip, sicak bir sekilde keyifle yudumluyorsunuz. Servis yaparken bardaginiza taze badem ve kuru uzum de koyarsaniz pek guzel oluyor). 
Afiyet olsun

21 Aralık 2012 Cuma

Nostalji

Hani hepimizin hatiralarinda soyle anlar vardir ya, hayatimizda cep telefonlari olmayan donemlerden kalma; okuldan eve gelirsiniz, kapiyi caldiginizda hem annenizin ayak seslerini hem de evden yayilan pogaca, borek, kek, kurabiye dortlusunun kokusunu duyarsiniz... O an "ev"de olmanin dayanilmaz sicakligi sarar icinizi... Bazen ozluyorum cocuklugumun o simsicak anlarini...

Ozlemin yetmedigi yerde de is basa kaliyor ve kollari sivayip tariflerin icinde buluyoruz kendimizi.

Eveeet, dun aksam haydi bakalim "anne pogacasi" yap dedim kendime, aslinda planim bir aksam once yapip yine ofise goturmekti ama maalesef sular olmadigi icin -malum Istanbul'da kar yagdi :)- dun aksam yaptim.

Iste buyrun tarifi :

Malzemeler:
1 su bardagi ilik sut
1 su bardagi sivi yag
1 kasik seker
1 paket kuru maya
2 adet yumurta (1 tanesinin sarisi pogacalarin uzerine surmek icin ayrilsin lutfen)
1,5 tatli kasigi tuz
Alabildigi kadar un (tabi bu tabir cok tehlikeli geliyor kulaga :) ama hamuru yaptiginiz kaba yapismayacak sekilde fakat ayni zamanda da gayet yumusak bir hamur yani oklava ile acilamayacak kivamda. Soz bir dahaki sefere kendim olcup size de haber verecegim :)))

Yapilisi:
Once un haric tum bu arkadaslari cirparak karistiriyorsunuz, sonra da yavas yavas unu ekliyorsunuz. Hamur olustuktan sonra nemli bir bez ile uzerini ortup 1 saat dinlendiriyorsunuz ( e yoruluyor tabii cocuk!!!) Sonrasinda da icine ne koymak isterseniz onu hazirlayin, ben peynirli ama bol baharatli yaptim. Sekil verme kismini da soyle hallettim (hani hamur cok yumusak ya); once kucuk bir parca alip avucumda yuvarlayarak actim, icine peyniri koydum, sonra da yine kucuk bir parca alarak uzerine yaydim... En son olarak da uzerlerine yumurtanin sarisini surup dilerseniz corekotu dilerseniz de susam koyarak onceden isitilmis firinda (180 derecelik) pisiriyorsunuz...

Iste sonuuuuccc


Notlar:
- Bu maya konusunu cok gozumde buyutmusum nedense, pek basit oluyormus hamuru hazirlamak.
- Eklemeyi unutmusum, tabi bu kurabiye-pogacanin yaninda bir de memleketim Ankara'nin buz gibi Ataturk Orman Ciftligi sutunu icmek vardi... :)

Sevgiyle kalin

20 Aralık 2012 Perşembe

Zencefil ve Tarçin kardesligi

Dun aksam, daha once tarifini burada gordugum zencefilli kurabiyeyi arkadasim ve yemek yapma asistantim :) sevgili Selin ile beraber denemeye kalkıştık. Tanrım blogger olmak ne zor işmiş yahu... Hem kurabiyeyi yapmaya çalışıyorsun hem de bir taraftan takıntılı bir halde fotoğrafını çekme çalışmaları... Öyle şekilden şekile girdik ki, bir ara Selin sandalyenin üzerinde kendi gölgesinden kaçmaya çalışıyordu!!!! Ama sonuç olarak hem çok eğlendik, hem de leziz kurabiyelerimiz oldu... Ayrica bu aksam, onca cileden sonra eve dondugumde -tabi Istanbul'da kar yagdi- ev hala bu kardeslikten kokuyordu :)
İşte dün geceden birkaç görüntü...

"Cooked with love..."






Veee mutlu son....



Notlar:
- Zencefili 1 kasik daha fazla koyarsaniz tam Ikea'da satilanlara benzeyecektir tadi.
- Kaliplari yine cennet Eminonunden bulabilirsiniz.
- Is yerine de goturdum, pek begenildi dolayisiyla kesinlikle tavsiye ediyorum.
- Ben hayatimda bir ilki gerceklestirip hamur acmaya calistigim icin dogal olarak sekillerin bir kismi kalin bir kismi ince oldu, ama sonucta bitmedi mi, bitti!!!! :)


Sevgiyle kalin... 

18 Aralık 2012 Salı

İlk üretim - Kocaya atkı

Bu soğuk kış günlerini nasıl sıcak bir hale getireyim derken, örgü örmenin dayanılmaz hafifliğine kendimi bıraktım.. İyi de ettim, çünkü hem sonuçta güzel birşey yaratmış oluyorsunuz hem de gayet dinlendirici... Tabii bilimum radyo programları veya arkadaşım Selin ile beraber Muhteşem Yüzyıl'ın entrika bombardımanları eşliğinde kendimden geçmek de ayrı bir zevk :)





Tabii, örgü örmeye başlarken de bir takım ritülleri tamamlamak gerekiyor. Öncelikle bu işten anlayan yakın arkadaşlarınızı (benim Begüm ve Ayla'm gibi :) ) yanınıza alarak, bulunduğunuz ilin, ki benimki güzel İstanbul, en şöhretli ip/yün mekanına gidiyorsunuz. Biz yağmurlu bir gün, Ayla ile bu işi sırılsıklam bir şekilde Eminönü Kürkçü Han macerası ile tamamlamıştık...

Eminönü bana "cennet" izlenimi veriyor. Kendilerini gören olmadı tabii şimdiye kadar ama sanırım "Cennet"; Mısır Çarşısı, Kapalı Çarşı falan gibi bir yerler olmalı :) Benim cennetimden güzel kareler paylaşmak isterim:





Neyse, yine çok konuştum, bana alışırsınız umarım...
Vee sonuç:


Sırada, Aylin için ördüğüm atkı var, bakalım ne zaman bitecek...
Sevgiyle kalın